mesleki deformasyon

jigololarda kenarlardan aşınma başlaması.

bir inşaat mühendisi adayı olarak boğaz manzarasını bana zehir eder. sürekli köprünün statik planı geliyor gözümün önüne. kuvvetlerin dağılımı falan.

mesleki deformasyon bir ahşap ustasının eve girince mobilyaların fiyatını hesaplaması, bir mühendisin binanın yanlış yapıldığını fark etmesi değildir. mesleki deformasyon örneğin doktorlarda gözükür. sizin içiniz giderken bazı şeyleri görmeye onlar alışmıştır. mesela adli tıp uzmanlarında, artık hiçbir şey onları kolayına etkilemez. ya da ırak'taki amerikan askerinde. neden mi? çünkü siz savaşırken bazı kadınlar yanına gelir kaçıyormuş gibi çarşafla. siz de yardım edersiniz sonra kendini patlatırlar. artık o kadınlara şefkatle bakamaz, acıyamazlar. şefkatleri bitmiştir, mesleki deformasyona uğramıştır. vücudu ve ruhu deforme olmuştur. ya da en basitinden öğretmenlerin faranjit olmasıdır.

herhangı bi etli yemek yiyince mesela dırek aklıma hucreler yedıgi yem mıktarına gore etın sertlıgı yaglılıgı fln fln flnn.. veterinerlik. .. yada süt içince ne bılım peynır yıyınce

bir arkadaşım var. kısa süreliğine de olsa şehirler arası otobüslerde muavinlik yaptı. tabi o sürede, çay ya da başka herhangi bir içecek servis ederken bardakta dudak payı bırakmaya alışmış :d hani otobüs sarsılınca bardaktaki içeceğin dökülmemesi için. (bkz: bal dudak payı) neyse, bu arkadaş şimdi bir çay bahçesinde işe girdi. çay siparişlerini hazırlarken alışkanlığı olmuş, bardağı olması gerektiği kadar doldurmuyor hajshasjhs zaten ince belli çay bardağı, bizimki yarısını biraz geçtikten duruyor hajsjshjajha sonra kendi kendine "napıyorum ben amk." diyo, devam ediyor bardağı doldurmaya :d

hemşire ve hastane çalışanlarında idrar torbasının hacminin artması. hatta bağırsakları ezip geçmesi falan. (bkz: siz hiç çişinizi 5 saat tuttunuz mu) rekorum 8 saat.

misafirliğe gittiğim zaman yemekler hep tuzlu gelir bana. meğer ben yemekleri tuzsuz yapmaya alıştığım için bana öyle geliyormuş asdfghjli

yanımda sevgililer veya evlililer tartıştığında medeni kanunun ilgili maddelerini aklımdan geçirip mal paylaşımı yapıp ardından nafaka tahmininde bulunmak.

Bu ne arkadaş hepiniz mi hukukçusunuz diyecem ama bana dava açmanızdan korkuyorum. Ayrıca; (bkz: geçmiş olsun)

herkese teşekkür ediyorum öyle durduk yere. kimse bir şey dememişken

Kolay gelsin yerine geçmiş olsun demek

(#3947626) mesela bu iş için ctrl c ve ctrl v istedim ama yoktu.

(#3995623) böreği böbrek diye okuyorum daha ne olsun bir de sürekli geçmiş olsun deme alışkanlığımız var.

Kendi telefonumu açarken ismimi söyleyerek açıyorum ben.

enflasyona enflamasyon demek.

ne zaman elime bi cam şişe geçse kimin ürettiğine bakıyorum. (#3995656)

Garson olan kuzenimde masayı ve etrafı toplama şeklinde oluştu bu mesleki deformasyon. Sohbet ederken kendini bir anda toparlarken buluyor istediğinden değil refleksimsi bir şey sbsnmssk

Bir olay gördüğümde veya duyduğumda iki tarafın da vekilliğini yapıyorum kafamda. Bir de TCK, TMK, TBK vb. plaka görünce aklıma direkt kanunlar geliyor, hatta onlar dışında bir şey gelmiyor.

Şüphecilik. Basına yansıyan ya da birilerince anlatılan bir olaya karşı belki de böyle değil diyerek yaklaşıyorum. Günlük hayatta en risksiz hareket bile beni tedirgin ediyor kimi zaman, ya şöyle olursa ya böyle biterse diyerek en olmayacak şeyleri aklıma getiriyorum elimde olmadan. Bu şüphecilik inşallah bir gün paranoyaklık boyutunu almaz.

-İnsanlarla ilk karşılaşmada dişlerine odaklanmak -Tesekkur ederim, hoşçakalın gibi laflar yerine "geçmiş olsun" demek -gunluk hayatta karsimiza çıkan bazı kelimeleri mesleki bazı kelimelerle karıştırmak Örnek: kürtaj -> küretaj

Karşımdaki insanın dövüş sırasında teknik olarak nerelerden açık verebileceğini, en boş noktası neresi, zayıf yönü neresi sürekli analiz ederim. Kim olursa olsun istemsizce bunu analiz ederim fakat içimde yaşar kapatırım.

İnsanlara iyi gelmek, yüzlerinin gülmesini görmek istiyorum. Kendimi hiç etmek pahasına yaptığım şeyler oldu geçmişte. Önceden pişmandım, artık değilim. Hepsi bana bir şeyler öğretti. Öğrendim. Hehe. Edit: Ayrıca fazla dikkatliyim. En ufak değişikliği bile fark ederim.

geçen gün bir arkadaşımla telefonda tartışıyoruz. en son tartışma bitti arkadaşa şunu dedim: ''MUTABIK KALDIK MI?'' daha sonradan fark ettim ne söylediğimi. hadi hadi tamam kapat dedim. kapattık.

tam mesleğim değil fakat aldığım eğitimler doğrultusunda psikolojik destek içeren dizi/filmleri izleyemiyorum. muhakkak bi sıkıntı buluyorum ve hatalara takılmaktan asla içerikten zevk alamıyorum. (bkz: kırmızı oda) ek olarak bu tarz yapımlardan halkımızın neden zevk aldığını da anlamış değilim.

Bi seyi yerinde bulamayinca surekli goruntuleyemiyorum diyodum:(

Metal mutfak araç gereçleri alırken arkasındaki demir karbon oranına bakmadan duramıyorum :(

emniyet kemeri ikaz sinyalinden bahsederken yolcu koltuğunu kastederek "refakatçi koltuğu" dedim. mesleki deformasyonun ağır belirtilerini taşıyorum, help.

toplardamar atardamarı unutup arter ven demeye başlamak, birisi o ne ya diyince lan bunun türkçesi neydi diye düşünmek

bir mağazada müşteri olarak gezerken diğer müşteriler yardım istediğinde buyurun dediğim oluyor ve içeri giren müşterilere hoşgeldiniz demeliymişim gibi hissediyorum satış danışmanı olmak zor

Bir süre caý temizlik görevlisi bir süre de aşçı olarak çalıştım Şu an karşılığında para almayacaksam temizlik veya yemek yapasım gelmiyor. Bunları para karşılığı yapmaya o derece alışmışım. Ya da yapınca bunu dışarda yapsam kaç para kazanırdım diye hesap yapıp üzülüyorum. Bundan âlâ mesleki deformasyon mu olur .

Boş yapacak sanal ortamlar bulup boş yapmak

uzun süreli yapılan işler sonucu farklı duygulara yönelemeyip, her durumda icra edilen meslekle ilgili bir varsayım/sonuç/durum çıkarma. annemi hastaneye götrdüm, ameliyat için yatış yapacağız hastaneye. asansöre bindik, ben asansörü inceliyorum. bakımını kim yapıyor, kabini nasıl, patenlerde sürtme var mı, kaseti yönetmeliğe uygun mu, eksik buton var mı, hızı nasıl vs vs... bir sürü şey. kata geldik, annem indi ve dönüp bana "kendime kadar, sen asansörle ilgilen, doktorlar da benimle ilgilenir nasılsa..." hayatımda nadiren bu kadar utanmışımdır, hatta belki hiç utanmamışımdır. bilemedim.

Yıprandım amk! Abi ben işim altınlara renk verme üzerine, yani herkesi memnun etmek zorundasın. Kilo kilo iş yaptığımız adamların dibi düşüyor renklerine haftada max 50 gr yapan adam renklerden şikayetçi oluyor. Aklımı oynatıcam aq.

Kendi ve çevremdeki insanların beslenmesini sessizce incelemek ve değerlendirmek.

(#4129855) Az önce iki tane müşteri arayıp özel olarak teşekkür etti. Çok beğenmişler. Aklımı yitirmek üzereyim.

Haberlerde adliye (içi veya dışı) çıkarsa hangi adliye olduğunu anlamaya çalışıyorum. Çağlayan Adliyesi'nin asliye ceza (hakaret için) veya aile mahkemesi (boşanma için) koridorlarında fazla vakit geçirirseniz iyi kötü bir ünlüye denk gelme şansınız epey yüksek.

Öğrencilik de bir meslektir ve ondan kalma da bir deformasyonum var çok şükür: Bazı şeyleri aklımda tutmak için görselleştiriyorum. Mesela az Sistina Şapeli'nin Michalengelo'ya ait olduğunu nasıl aklımda tutuyorum biliyor musunuz? Ninja Kaplumbağalar'daki Michalengelo'yu bir şapele sis bombası atarken hayal ediyorum. Bak şimdi siz de bu bilgiyi unutmayacaksınız.

Kardeşim ilaç firmasında online satış yapıyor. Sabah işe gidecek diye uyandırmaya çalışıyorum: -kalk lan mahon işe gidicen +isim soyisim alabilir miyim? -ne diyon mk kalk işe gidicen +isim soyisim rica edebilir miyim? -sen kafayı yemişsin

Buradan kaç parsel çıkar diye düşünmeden alamıyorum kendimi

Dün birçok görüşme yaptım Çok fazla hocam kelimesi kullandım sonra teyzem aradı +Buyrun hocam ay pardon teyze +Nasılsın hoc, şeyy nasılsın teyze diye devam etti En son ya boşverelim teyzeyi hocam diyim ben dedim asdfhjk

tüm gün bol sıfırlı paralar ödedikten sonra az sıfırlı borçların gözüne küçük gelip amaaan bu da para mı demen :))

Genelde Rusça ve İngilizce çalıştığım için okuduğum Türkçe şeyleri de Türkçeye çevirmeye çalışıyorum bazen.

Saçlarımın önü epeyce sararıyor, ellerim şu an bile kömür gibi.

marka logoları, reklam panoları, piktogramlar, afişler, katologlar vs gördüğümde içeriğine değil nasıl yapıldığını inşaat izleyen dayılar gibi inceliyorum skdhfhfdsk az önce elimi köpük olarak çıkan sabunla yıkadım bunu nasıl çizerim diye düşünürken buldum kendimi

Babam inşaat işiyle uğraşıyor ve ben de yıllardır her boş zamanımda soluğu yanında alıyorum. Bu durumun bıraktığı mevcut etki ise gorsel bizim fakültenin binası gibi böyle çok pencereli binaları gördükçe "ulan burası da ne zor boyanır yahuu" diye düşünmeden edemiyorum :D

Misal yeni işten geldim, bir de müşteriyle münakaşaya girdim bir güzel. Adam 6 mikrona kolye yapmış yemin ediyorum 6 mikron ya amına kodumunu bana diyor ki bunlar yamulmuş, neden olabilir sence acaba aq. Yok ya en kısa sürede maydonoz işine girmem lazım benim sikerim altınını. Bundan sonra maydonozculuk yapacağım, belki ileride işi büyütür marul roka felan da satarım. Yineliyorum sikeyim altınını.